• Ãœye GiriÅŸi
• Ãœye Ol

Yıllar sonra ilk kez barışçılığı bu kadar gür ve yüksek çıkmaya baÅŸladı.

Demek öyle veya böyle bir ÅŸeyler olacak…

Hani deler ya “en uzun yola bir adım atılarak baÅŸlanır “diye. Evet, bu uzun yolun ilk adımı deÄŸil hatta adımları bile atılmaya baÅŸlandı diye biliyoruz artık.

Zaten baÅŸka bir çıkar yolun olduÄŸunu da kimse bana söyleyemez, otuz yıl sonra ismi lazım deÄŸil her kimse birilerinin çıkıp ben her ÅŸeye raÄŸmen barış için uÄŸraÅŸacağım ve Türkiye halklarının geleceÄŸi için çalışacağım demeleri alkışlanacak ve aynı zamanda arkasında durulacak bir harekettir.

Diyarbakır sokaklarında üç Kürt kadın siyasetçinin uÄŸurlandığı günde bir vatandaşın elinde dövize yazılmış bir söz sanırım her ÅŸeyi anlatıyordu! “Savaşın kazananı, Barışın kaybedeni olmaz” diye. Evet, savaşın kazananı olmadı son otuz yılda, bu savaÅŸtan bize sadece zulüm, kan, gözyaşı ve ölümden baÅŸka bir ÅŸey kalmadı. Faili meçhul ve kayıpların binleri bulduÄŸu, gazilerin binleri bulduÄŸu bu kardeÅŸ kavgasında bizlere sadece acı ve hüzün kalmıştır. Bu savaÅŸ birçok bebenin babasız büyümesine, birçok kadının dul kalmasına ve en acısı birbirine kırdırılan ve küstürülen bir halk yaratmasına sebep olmuÅŸtur.

Ve yine ülkemizde de adına savaÅŸ denilmeyen bir savaÅŸta insanlarımız her gün ölmeye ve yaralanmaya devam ediyor. Bizler mışıl mışıl yataklarımızda yatarken bir sabah ansızın bir sınır karakolunda onlarca asker veya gerillanın gencecik yaÅŸta hayatlarını kaybettikleri ve bedenlerinin paramparça oldukları haberleri ile uyanıyor ve içimiz adeta kan aÄŸlıyor. Yine bu savaÅŸta sınır boylarında nice Roboskiler yaÅŸanmakta bir kilo kara çay, bir bidon benzin için canların üstüne tonlarca bomba hala yaÄŸmaktadır.

Evet, son otuz yılda bu cennet ülkeyi bizlere haram eden ve cehenneme çeviren savaÅŸ tüccarlarına ve onun ortaklarının hayatlarımızdan çaldıklarını ÅŸüphesiz geri alamayız, ama bundan sonra hayatlarımızdan bir ÅŸey çalmalarına ve bir cennet parçası olan memleketimizi cehenneme çevirmelerine izin vermeyebiliriz.

Bunun için öncelikle birbirimize tahammül etmeli ve birbirimizin farklı kimlik ve kültürlerini zenginlik saymalı “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" ve yine “ya sev ya terk et”söylemlerinden uzak Müslüman kardeÅŸliÄŸi ve her kesin kendi dilini kültürünü yaÅŸayabileceÄŸi bir ortamın yaratılması için mücadele etmeliyiz. Öyle ki 600 yıl ayakta duran Osmanlı Devleti bu hoÅŸgörü ile altı yüz yıl ayakta kalabilmiÅŸtir. DiÄŸer tarafta ise her söyleminde ecdadımız diye kendisini Osmanlı torunu olarak gören hatta parti bayrağında Osmanlının üç hilalini da kullanan MHP ismine ve savunduÄŸu deÄŸerlere tam ters bir siyaset yaparak Türkiye halklarının parçalanmasına ve nefret ile kin tohumlarının ekilmesine bizzat sebep olmaktadır.

MHP adeta savaÅŸtan rant saÄŸlar duruma düÅŸmüÅŸ görünürken, diÄŸer yandan da CHP ise Atatürk'ün partisiyiz diye övünürken MHP'nin hemen yanında yer alıp adeta faÅŸizan söylem ve eylemlerde bulunmaya devam ediyor. Åžüphesiz bu tür politikalar bu ülkeye ve bu ülkenin halklarına kar getirmeyeceÄŸi gibi bu tür fikir ve ideoloji sahibi partilerin de sonunu getirecektir, çünkü artık insanlarımız huzur ve barış istiyor. Artık insanlarımız daÄŸlarda ve kışlalarda, yaylalarda ve sınır boylarında ölmek istemiyor, askere güle oynaya gönderdikleri sevdiklerinin cansız bedenlerini al bayraklarla karşılamak istemiyor ana –babalar ve her ana haber bülteninde ana –babaların kalbi iki kat atmadan daha güzel haberler seyretmek istiyor.

Bir düÅŸünün bu güne kadar öldürmek ve harap etmek için harcanan kat trilyonlar yaÅŸatmak ve imar etmek-yapmak için kullanılmış olsaydı memleketimizin neresi Cennet olmazdı ki! Ama maalesef bizi yönettiÄŸini sananlar bize bu ülkeyi adeta Cehennem gibi yaÅŸatmayı baÅŸardılar ve hala da kimileri bunu yapmaya devam ediyor. Evet, biz barış istiyoruz; artık çocuklarımız ölmesin diye, ana –babalar acı çekmesin diye, çocuklar yetim kalmasın, köylerimiz bombalanmasın, daÄŸlarımız ve ormanlarımız yakılmasın diye, daha baÅŸka Roboski katliamı gibi katliamlar yaÅŸanmasın BARIÅž istiyoruz.

Artık bu ülkenin gerçek sahipleri olan Kürtler Mahmur kamplarında sürgün yaÅŸamasın diye, insanlarımız, aydınlarımız siyasetçilerimiz memleket, memleket diye hasret çekerek hayatta veda etmesin diye ve Ahmetler, Yılmazlar, Nazımlar, vatan hasreti ile gözlerini hayatta kapamasın ve ölmesinler diye, yetsin diye acılar bitsin diye bu savaÅŸ BARIÅž istiyoruz.

Evet, son günlerde yaÅŸanan geliÅŸmeler ve barış umudu hepimizi umutlu bir bekleyiÅŸ içine sokmuÅŸ bulunmaktadır,bu umutlu bekleyiÅŸin boÅŸa çıkarılmaması gerektiÄŸine inanıyoruz.

Her kesim siyasi ve politik çevreler ile kendisine rol biçen bütün aydınlar, STK'lar üstlerine düÅŸen görevi yerine getirmeli ve kalıcı barışın saÄŸlanması için savaÅŸan ve çarpışan tarafları barış adına ve kardeÅŸlik adına ikna etmelidirler.

DileÄŸimiz artık hiçbir yurttaşımızın canının yanmaması ve hayatlarının kararmamasıdır.

Artık herkesin anlaması gerek Kürt halkı barış ve kardeÅŸlik istiyor, buna raÄŸmen kendisine savaÅŸ dayatmanın hiçbir mantığı ve kabul edilebilir bir yanı yoktur.

Kürtlerin bu barışçığlığını duymazlıktan gelmek elli bin insanın daha ölmesine ortak olmak demektir, Kürtlerin bu barışçığlığını duymazlıktan gelmek, süren savaşın otuz yıl daha sürmesi ve boÅŸa harcanan emeklerin otuz yıl daha heba olması demektir. Kürtlerin bu barışçığlığını duymazlıktan gelmek, Türk ve Kürt analarının otuz yıl daha gözyaşı dökmesi demektir.

Bütün bunların ve daha birçok acının yaÅŸanmaması için demokratik bir Cumhuriyette herkesin kardeÅŸçe eÅŸit haklara sahip olduÄŸu bir ülkede özgürce yaÅŸamak için barış istiyoruz.

ÖLDÜRMEK Ä°ÇÄ°N HARCANAN EMEK YAÅžATMAK Ä°ÇÄ°N KULLANILSIN

son otuz yılda süren bu kirli ve acımasız aynı zamanda kuralsız savaÅŸta askeri, siyasi ve ekonomik alanlarda harcadığımız emekler eÄŸer savaÅŸmak yerine öldürmek yerine yaÅŸatmak için kullanılmış olsaydı neler olurdu bir düÅŸünün! Yani çatışmada düÅŸürülen bir helikopterin parası ile neler yapılmaz ki her gün daÄŸlara taÅŸlara attığımız ve kendimizi rütbemizi ya da siyasi dengelerimizi kurumak adına boÅŸ yere attığımız bombaların hesabını kim bize verebilir? Bize birileri çıkıp otuz yılda ÅŸu kadar para harcadık ve ÅŸu kadar netice aldık diyebilir mi zannetmiyoruz! Çünkü bu hesabı verecek yönetici göremiyoruz!

KeÅŸke boÅŸa harcanan emeklerin yerine, öldürmek için harcanan emeklerin yerine, yaÅŸatmak için emek verilseydi. Bu ülkeyi yönetenlere diyorum ki gelin bu günden sonra Kandil daÄŸlarına, Cudi daÄŸlarına atacağınız her bomba yerine ülkemizin en gariban yerine bir yatırım yapın ve öldürmek için harcadığınız emekleri bu günden itibaren yaÅŸatmak için kullanın bakalım neler olacak? “Kötü barış iyi savaÅŸtan daha iyidir” Çocuklarımız ölmeye devam ediyor beyler! Kışlada askerlerimiz, DaÄŸda Çocuklarımız, Ovada çiftimiz, DaÄŸda çobanımız, Sınır boylarında bir kilo kara çay için insanlarımız, Eylemde taÅŸatan çocuklarımız, Nöbette silah tutan polislerimiz, Askerde gün sayan gençlerimiz, Ölmeye devam ediyor beyler…

Evet, beyler hapishanelerimiz doldu taÅŸtı, nezarethanelere sığmaz oldu bu memleketin insanları, artık hapishane koÄŸuÅŸlarında ranzalar tek deÄŸil iki ve üçkatlı olmaya baÅŸladı. Ve bir taÅŸ attı diye daha on beÅŸinde çocuklarımıza yıllarca hapis cezalar verilip anne babalarından koparılıp adeta sürgün kentlere gönderiliyor ve on üçünde Ceylanlar havan mermilerine kurban gitmeye devam ediyor beyler.

Hala bu ülkenin ana unsurları ve kurucularından olan Kürt Halkı için açılımlardan bahsediliyorsa ve doksan yıllık Cumhuriyette hala Kürtlere yeni haklar diye ortaya paketler koyuyorsak bu bir ayıptır ve aynı zamanda gecikmiÅŸ bir özürdür diye düÅŸünüyoruz.

Farklılıklarımızı bölünme sebebi sayan zihniyetin hala ne peÅŸinde olduÄŸunu hepimiz biliyoruz ve onların zamana inat yeni dünya düzenine inat yaÅŸamayacaklarınıda aynı zamanda biliyoruz, o yüzden barış ve kardeÅŸlik isteyenler daha cesur ve daha çok öne çıkmalıdırlar. Bütün savaÅŸ çığırtkanlarına kan, kan diye bağıranlara inat barış için kardeÅŸlik için savaÅŸmaya devam edeceÄŸiz, çünkü otuz yıl daha acı çekmeye yüreÄŸimiz dayanamaz!..

Daha güçlü, daha özgür ve herkesin demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaÅŸaması dileÄŸi ile “yurtta barış dünyada barış ”diyoruz.

Barışla ilgili söylenmiÅŸ en güzel sözleri sizler için bu yazımızda sunmak istiyorum.Ä°ÅŸte sizler için bir araya getirdiÄŸim güzel sözler ;
Barışta oÄŸullar babalarını, savaÅŸta babalar oÄŸullarını gömer. Krezus
Barış bile, büyük ücretlerle satın alınır. Benjamin Franklin
Barış, her şeyi hazmeden mutluluktur. Victor Hugo
Barış tacı, saltanat tacıyla kıyaslanamayacak kadar güzel ve deÄŸerlidir. Epicure
EÄŸer müminlerden iki grup birbiriyle döÄŸüÅŸürlerse aralarını düzeltiniz. Hucurat /9
Kendinizden baÅŸka hiç kimse size barışıgetiremez.Emerson
Kötübir barış, iyi bir savaÅŸtan daha iyidir. PuÅŸkin
Savaş hırsızlar yaratır, barış da o hırsızları asar. George Herbert
Kuvvetli ve barış tanımayan komşular arasında barış, tehlikeli bir hayaldir. Tacitus
Yurtta barış, cihanda barış. Atatürk
Bütün insanlar tek bir millettir. Kuran'ıKerim
KuÅŸlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öÄŸrendik Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk; kardeÅŸ olarak yaÅŸamayı. Martin Luther King
Ne iyi bir savaÅŸ vardır, ne de kötü bir barış. Benjamin Franklin
Barış, hükümlerin en güzelidir.Mecelle
Herkes barışı sever, bütün savaÅŸlar da, bu sevgiye kavuÅŸmak içindir. Cemil Sena
Barış nihai amacımızdır. StAugustine
Barış sorunları çözmek ve uzlaÅŸmak demektir. Edmund Burke
DoÄŸa kanununun birinci ve temel ilkesi barışı aramak ve sürdürmektir. Thomas Hobbes
Nihai amaç…yasa öncesi eÅŸitlik, özgürlük, ekonomik refah ve bütün insanların barışçı iÅŸbirliÄŸidir. Knut Wicksell
Barış milletleri refah ve mutluluÄŸa eriÅŸtiren en iyi yoldur Fakat bu kavram bir defa ele geçirilince daima bir dikkat ve itina ve her milletin ayrı ayrı hazırlığını ister. Mustafa Kemal Atatürk
Barış içinde, eÅŸitliÄŸin ve özgürlüÄŸün sefasını sürmek istiyoruz! Yasaları taÅŸlar ve mermerler üzerine deÄŸil, tüm insanların, hatta onları unutan köle ile, onları yadsıyan tiran da dahil olmak üzere, tüm insanların yüreÄŸinde yazılı olan ebedi adalet, artık egemenliÄŸini kursun istiyoruz.Robespierre
Ä°nsanların savaşı, çocukların kavgasına benzer Hepsi de anlamsız ve saçmadır
Sopa, mademki savaÅŸ ve kavga âletidir; ey kör, o sopayıkır, paramparça et!
Ben iyiyle, kötüyle kavga edemem; kavga ile iÅŸim yok! SavaÅŸmak ÅŸöyle dursun, gönlüm barışlardan bile ürkmekte.
Dar ve küçük bir cisimden, dalgaların birbiri ardınca zuhuru da canların barışta, savaÅŸta birbirlerine karışmalarına benzer.
Barış dalgaları kopar, gönüllerden kinleri giderir, Bunun aksine savaÅŸ dalgaları kopar, sevgileri alt üst eder
Cihad, delilerin ellerindeki kılıçları alsınlar diye Müminlere farz kılınmıştır
Delinin elinden silahı al da adalet ve sulh, senden razı olsun!
Fakat elinde silahı olur, aklıda bulunmazsa baÄŸla elini; yoksa yüzlerce zarara yol açar
Bedende bir uzuv aÄŸrıyıp incinse bütün beden aÄŸrır, incinir Ä°ster sulh çağında olsun, ister savaÅŸta; bu, böyledir!
Bir hayâlden ürküp, hayâl gibi kaçan her yufka yüreklinin iÅŸi deÄŸildir savaÅŸ. 

• YORUMLAR
• YORUM YAZ
• TAVSÄ°YE ET

• EN ÇOK
• BU HAFTA
• BU AY

• EN ÇOK
• BU HAFTA
• BU AY