• Dargeçit
    °C
  • Mardin
    °C
  • Şırnak
    °C
Yazı Boyutu: A A A

’Biz sütten ağzı yanmış bir halkız’

BDP Diyarbakır İl Örgütü’nün düzenlediği dayanışma yemeğinde konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümet cephesinden bazılarının süreci tahrik etmek istediğini söyledi
2013-01-24, 09:24:00
Okunma: 847
0 Yorum
resim
 

DÄ°YARBAKIR - BDP Diyarbakır Ä°l Örgütü, her yıl geleneksel olarak düzenlediÄŸi dayanışma yemeÄŸi bu yıl Demirok Tesisleri Müzikholü'nde verildi. YemeÄŸe, BDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, BDP PM üyeleri, BDP Diyarbakır Ä°l EÅŸ BaÅŸkanı Zübeyde Zümrüt, Barış Anneleri Ä°nisiyatifi, iÅŸadamlarının yanı sıra siyasi parti ve STK temsilcileri ile çok sayıda yurttaÅŸ katıldı. Yemek öncesi konuÅŸan BDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Selahattin DemirtaÅŸ, gündeme iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu. DemirtaÅŸ, "Tarihi açıdan Kürtlerin bıçak sırtı bir dönemi yaşıyoruz. Bu dayanışmanın bizim için çok anlamlı olduÄŸunu belirtmek istiyorum. Bu partiyi ayakta tutan yediden yetmiÅŸe herkese çok teÅŸekkür etmek istiyorum. Partimizle dayanışma içinde olan destek olan cefa çeken analar kadınlar baÅŸta olmak üzere bütün kent bileÅŸenlerine teÅŸekkür etmek istiyorum" diyerek konuÅŸmasına baÅŸladı. 

yemek.20130123233650.jpg


'Bu parti bedeller üzerine kurulmuÅŸ bir partidir'

BDP'nin bazı partiler gibi 5 yıldızlı otellerin salonunda program yapmadığını söyleyen DemirtaÅŸ, "Partimiz 5 yıldızlı otellerde hazırlanmış bir parti deÄŸil. KurulduÄŸu ilk günden bu yana sokakta halkın emeÄŸiyle diÅŸiyle tırnağıyla mücadelesiyle var olmuÅŸ bir partidir. Bu parti on binlerce yoldaşımızın kanı ve canı, yüzbinlerce yoldaşımızın gördüÄŸü iÅŸkence zulüm ve milyonlarca insanımızın kendi topraklarından sürgünü üzerine oluÅŸturulmuÅŸ bir partidir. Ve bu parti ile bu kadar zorlu dönemlerde dayanışma ortaya koymak sadece siyasi dayanışmanın çok çok ötesinde erdemli insani bir duruÅŸtur. Kürt olmanın da ötesinde insan olmanın ne kadar erdemli olmanın ortaya konulduÄŸunun göstergesidir. Bizim partimize destek sunan dayanışma sunan, mücadele eden hiç kimsenin özgürlük barış ve kardeÅŸlikten baÅŸka bir istemi yoktur. Belki örgütsel olarak getirisi vardır. Ama götürüsü yoktur. Bu partiyle dayanışmak ve birlikte mücadele etmenin bedeli ağırdır. Bu bedellere raÄŸmen bunu göze alan bu partiyle dayanışma içinde olan 90'lardan günümüze getiren deÄŸerlerimize, baÅŸta ÅŸehitlerimiz olmak üzere destek olan dayanışma içinde olan bedel eden herkese huzurlarınızda ÅŸükranlarımı sunmak istiyorum" dedi. 

'Biz sütten aÄŸzı yanmış bir halkız'

DemirtaÅŸ, atacakları bütün adımların Kürt halkının çocuklarının geleceÄŸini belirleyeceÄŸini ifade ederek, "Biz artık bu dönemin siyasetçileri bu dönem sorumluluk yüklenmiÅŸ her bir kardeÅŸimize ve yoldaşımıza düÅŸen görevin tarihi bir vebal olduÄŸu bilincinde olarak siyasetimizi yürütüyoruz. Biz artık baskı, sömürge ve asimilasyon tarihini bu gidiÅŸatı deÄŸiÅŸtirmiÅŸ, kendi geleceÄŸini özgürlük çizgisinde yazmaya karar vermiÅŸ bir halksak iÅŸte o tarihin yazılacağı günlerden geçiyoruz. Bugün bizler bu salonda yakın geleceÄŸimizi tartışırken, yakın geçmiÅŸimizi de unutmadan hareket etmeliyiz. Karşımızdaki muhataplarımızın ne yapmak istediklerini siyasi niyetlerini, hamlelerini, amaçlarını unutmadan hareket etmeliyiz. Biz sütten aÄŸzı yanmış bir halkız. Bu halkın en deÄŸerli evlatları Osmanlı'dan bu yana oynanan oyunlarda bu halkın en güçlü siyasetleri 'ben bilirim' diyen Kürt hareketleri, Osmanlı oyunlarında boÄŸulup gitmiÅŸtir. Bu halk ÅŸimdi bu deneyim ve birikimlerden yola çıkarak siyaset yürütüyor. Bizim halkımız ve dostlarımızdan ricamız ÅŸudur: Ne kadar politik ve birbirinize baÄŸlı, inançlı ve kararlıysanız, bu halkın öncüleri, önderliÄŸi aynı ÅŸekilde halka baÄŸlıdır. Halkın taleplerinden asla bir adım geri atmadı, atmayacaktır da. Bizi buraya getiren güven iliÅŸkisidir" ifadesinde bulundu. 

'GörüÅŸmeyi devlet yapıyor lafının bir kenara bırakılması lazım'

Devletin Kürtlerin güven iliÅŸkisinden bir kafa karışıklığı yaratma stratejisi izlediÄŸini kaydeden DemirtaÅŸ, "Bütün bunlara karşı halkımız uyanık olmalıdır. Biz birbirimize güvenerek bugüne geldik. DeÄŸerleri yaratmış ailelerimizi rencide edecek tek bir çözümün ne bir tarafı oluruz, ne de destekçisi oluruz. Bu konuda halkımızın içi rahattır. Bu kadar örgütlü ve politikleÅŸmiÅŸ bir halkın artık, kendi özgücüyle çözümü yaratması da eskiye nazaran çok daha mümkündür. Bakın bugünlerde önemli bir geliÅŸme yaÅŸanıyor. Ä°mralı ile görüÅŸülüyor. 'GörüÅŸme devletle yapılıyor' lafının bir kenara bırakılması gerekir artık. Bu görüÅŸmeyi yabancı bir devlet adına yapmıyor. AKP'nin hükümet olduÄŸu Türkiye Cumhuriyeti devleti bu görüÅŸmeleri gerçekleÅŸtiriyor. Bunu nereden biliyoruz. Sayın BaÅŸbakan konuÅŸmasında ifade etti. 'Biz adaya gönderdik' dedi. Sen BaÅŸbakan olarak gönderdiysen siyaseten arkasında dur o zaman. Devlet heyeti söylemini çıkaralım aradan bu bir siyasi iradeyse artık bunu söylemekte sakınca yoktur. Bu bizim arzuladığımız, talep ettiÄŸimiz bir geliÅŸmeydi. Biz bu geliÅŸmenin bu noktaya gelmesinde az bedel ödemedik. Belki bu salonda hakkında soruÅŸturma açılmamış kimse yoktur. Sırf 'müzakereler baÅŸlamalıdır, Sayın Öcalan da müzakerelere dahil edilmeli, o Kürt sorununda en önemli muhataptır' dediÄŸi için neredeyse bu salonda jop yemeyen, ceza almayan, gözaltına alınmayan hakaret görmeyen kimse kalmamıştır" ÅŸeklinde konuÅŸtu. 

'Bazı hükümet sözcüleri süreci tahrik ediyor'

DemirtaÅŸ, gelinen noktanın bir lütuf olmadığını belirterek, "Gelinen nokta bütün bu maÄŸdur insanların beklentilerinin karşılanmış olmasıdır. Biz bu görüÅŸmeyi o nedenle küçümsemiyoruz. GörüÅŸme önemli bir adımdır. Kamuoyunun gözü önünde 'Ä°mralı'da Sayın Öcalan ile görüÅŸüyoruz' demek gelinen nokta itibariyle önemlidir. Fakat, bu saatten bu dakikadan sonra bu önemli geliÅŸmenin heba olmaması için bu kadar bedel ödenerek yaratılan bu geliÅŸmenin yine doÄŸru adım atarak yürümek gerekir. Biz ilk günden bu yana sabırlı davrandık. Barışın kıymetini bilen bir halkın temsilcileri olarak, bundan sonra da sabırlı davranacağız. Dikkat edin ısrarla bazı hükümet sözcüleri süreci tahrik etmeye çalışıyorlar. Israrla BDP'li arkadaÅŸlarımızdan bir tahrik bekliyorlar. EÄŸer bu barış içerisinde cesaretiniz yoksa, bu iÅŸi tahrik ederek koparma niyetiniz varsa, bundan daha kolay bir ÅŸey yoktur. Zor olan sabırlı olarak barış adımlarını karşılıklı güven oluÅŸturacak ÅŸekilde atabilmektir. Bizim halkımız operasyonlara ve tutuklamalara raÄŸmen zor olanı baÅŸarıyor. Bedel ödeyen halkımız 'barış' diye haykırabiliyor. Bu erdemli bir duruÅŸtur. Bunun sürmesi lazımdır. Müzakereleri yürüten Kürtler adına güç ve moral veriyor. Ä°nanın ki Kürtler artık dünyanın bütün güçleri bir araya gelse ne kandırılabilecek bir halk ne de tasfiye edilebilecek bir halktır" diye konuÅŸtu. 

'BDP ve DTK Kürt sorununun çözümde muhataptır'

Hükümetin BDP ve DTK'yi muhatap alması gerektiÄŸini vurgulayan DemirtaÅŸ, "Biz yüz yıllık bir sorunu çözeceksek hükümetin bu konuda ciddiyeti varsa kurumları ciddiye almak zorundadır. Bu sorun kurumlar üzerinde çözülecek bir sorundur. Bakın yaptıkları tartışmalara bakın son derece ucuz ve çirkin tartışmalara giriyorlar. Sanki bizde isim kargaÅŸası varmış gibi BDP ve DTK arasında bir ayrılık varmış gibi özellikle bu propaganda pompalanıyor, medya da bunu destekleyen bir tutum içerisine giriyor. Çok açık ve net söylüyorum; biz Kürt sorununda muhataplardan biriyiz. Katkı sunmamız isteniyorsa hazırız. Halkımızdan aldığımız güçle bunu yapmaya hazırız. Ama hayır BDP ve DTK'nin desteÄŸi olmadan çözeriz diyorlarsa bunu da engellemeyiz. Madem bizden daha fazla Kürtleri temsil ediyorsunuz, siz kendi içinizden Kürt vekilleri seçin Ä°mralı'ya gönderin bakalım. Çözebiliyorsanız çözün. Bir deneyin bakalım. Ne buna gücünüz, iradeniz, cesaretiniz var. GerçeÄŸini kabul ediyorsanız o halde kurumlarımıza saygı duyun. Ben Kürtlerden daha fazla oy aldım diyorsan buyurun Kürtlerin talepleri bellidir. Anadilde eÄŸitim istiyorlar. Madem bizden daha fazla Kürtleri temsil ediyorsun, daha fazla çık anadilde eÄŸitim talebini iste. Madem Kürtleri bizden daha fazla temsil ediyorsun, Kürtler önderliÄŸim dediÄŸini özgürleÅŸtirmek istiyor. O zaman Sayın Öcalan'ı serbest bırak. Kürtler özerklik istiyor. Bizden daha fazla seviyorsan Kürtleri, buyur Kürtlere özerklik ver" ÅŸeklinde konuÅŸtu.

'Ben hem Kürtleri hem devleti temsil ediyorum bu nasıl masadır'

DemirtaÅŸ, 3 milyon Kürdün BDP'ye oy verdiÄŸini hatırlatarak, "Bize saygı duymak zorundasın. Müzakere masası kurulmuÅŸ 'iki tarafında da ben oturacağım' diyor. Var mı böyle bir ÅŸey. 'Ben hem Kürtleri hem devleti temsil ediyorum' bu nasıl masadır. Bir tarafta sen olacaksan bir tarafta da inkar edilen Kürtler olacak. Aynı anda Kürtleri temsil ediyorum demek müzakerenin ruhuna aykırıdır. Bu tartışmaların doÄŸru rotaya oturması için uÄŸraşıyoruz. Müzakere baÅŸlamış deÄŸildir. Bir masa kurulmuÅŸ Sayın Öcalan ile devlet yetkilileri kurdular ÅŸu anda. Bu masada görüÅŸmeler henüz baÅŸlamadı. Bin bir zorlukla masa kuruldu madem, masanın hakkını verelim. Bu masa etrafında oturması gereken herkese bir sandalye verilmelidir. 'Bütün sandalyelerde ben oturacağım' ya da 'hangi sandalyede kimin oturacağına ben karar veririm' diyerek müzakere olur mu? Lütufla minnetle olur mu bu iÅŸler? O masa yüzyıl gecikmiÅŸ hakkın, hukukun teslim edilmesidir. 1921'de bu masanın kurulması gerekirdi. Kürtlerin hakkı o zaman verilmeliydi. Sadaka veriyormuÅŸ gibi bir tavrı kabul edemeyiz. Siz barışmak istediÄŸiniz halkın temsilcisine hakaret edemezsiniz. Ä°ki kiÅŸi arasında bile bir barış saÄŸlayacaksanız saygı duymanız gerekir. Onun hassasiyetine onuruna sahip çıkmanız gerekir" dedi. 

'Kürt halkına saygı duymak zorundasın'

DemirtaÅŸ ÅŸu sözlerle konuÅŸmasını bitirdi: "Bu halkın liderini 12 metrekarelik bir hücrede tutuyorsun. 14 yıldan sonra bir televizyon verdin diye, büyük bir ilerleme gibi gösteriyorsun. 'Oraya kim gidecek ben karar veririm' diyorsun. 'Ne kadar görüÅŸülecek, hangi avukat gidecek, ailesi ne zaman gidecek bütün bunlara ben karar veririm' diyorsun. Ama aynı kiÅŸiyle yüzyıllık Kürt sorununu müzakere etmek ve konuÅŸmak istiyorsun. Bu saygın bir yaklaşım deÄŸildir. O halde barışmak istediÄŸin kiÅŸi ve halkla saygın bir iliÅŸki kurmak zorundasın. Bu onurlu barışın gereÄŸidir. Ve aynı saygınlığı bu halk da sana gösterecektir. Saygı gösterdiÄŸin oranda saygı göreceksin. Çünkü barış kanun, nizam iÅŸi deÄŸildir, ahlak iÅŸidir. Biz barışı konuÅŸacaksak vicdan ve ahlaktan yoksun olamayız. Bugünkü tartışmalarda partimizin tavrı süreci yerli yerine oturtmaktır. Bu tren raya oturmazsa yürümez. Åžu anda tren lokomotifi raydan çıkmıştır. Treni raya oturtmamız lazımdır. Åžimdi bize diyorlar ki 'bu tren asfalta da gider' gitmez kardeÅŸim. Biz diyoruz ki süreç saÄŸlam yürüsün. GeçmiÅŸ deneyimler var. 90'larda denenmiÅŸ müzakere örnekleri var. Bunlardan ders çıkarılması gerekir. Biz saman alevi falan istemiyoruz. Bir hafta 10 günlük bir barış istemiyoruz. Barışın saman alevi gibi sönmesini istemiyoruz. Kalıcı olsun istiyoruz. Çünkü her barış deneyimden sonra tekrardan savaÅŸa tutuÅŸuyor. Ve daha fazla kan akıyor. Biz bunu kaldıramayız, bu riski göze alamayız. Bu halkın beklentisi barıştır. Türkiye'nin yüzde 80'inin beklentisi bu yönde iken hükümetin bunu göz ardı etmemesi bu fırsatı kaçırmaması gerekir. Biz bu çerçevede yürümeye hazırız." 

KonuÅŸmanın ardından konuklara yemek ikram edildi. DÄ°HA 

Etiketler :
HABER Ä°LE Ä°LGÄ°LÄ°
Henüz yorum yok, ilk yorumu siz yapın.
YAZARLAR

ARŞİV
ANKET
Yeni Sitemizi Nasıl Buldunuz
  • Ä°yi
  • Orta
  • Kötü

Site Haritası RSS Beslemeleri