KIÅžANAK: KÃœRTLER GELMEMEYÄ° TARTIÅžIR

ANKARA - Kışanak, PKK'lilerin cenazelerine yapılan polis müdahalesinin ise, ErdoÄŸan'ın emri ile yapıldığını söyledi.

BDP EÅŸ Genel BaÅŸkanı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu. Kışanak, Dünya Engelliler Günü'ne deÄŸinerek, "Sorunların çözümü için halen bir devlet politikası yok. Yasalarda engelleri ve ayrımcılığı ortadan kaldırabilecek gerekli düzenlemeler yapılmamıştır. Engelli yurttaÅŸların hayata tam ve eÅŸit katılabilmesinin imkanları yaratılmamıştır" dedi. Özgür Ülke Gazetesi'nin bombalanmasının yıldönümü olduÄŸunu hatırlatan Kışanak, "O dönemlerde gazetede ben de çalışıyordum. Bombalamadan kısa bir süre sonra olay yerine gittiÄŸimizde karşılaÅŸtığımız manzara bize bombalamayı yapanı söylüyordu. Çünkü gazete binasında kalan 30 arkadaşımız hiçbir yardım almadan çevredeki komÅŸuların attığı ipe sarılarak, aÅŸağı inmiÅŸlerdi. Onlar indikten kısa süre sonra jeneratör patlamış ve ikinci bir patlama olmuÅŸtu. EÄŸer iple inmeselerdi bu gün belki de çok daha büyük bir acıdan bahsedecektik. Ä°tfaiye ve polis oradaydı ancak yardım edilmedi. Bu da yetmezmiÅŸ gibi yaralı arkadaÅŸlarımız hemen gözaltına alınmışlardı" dedi.

'Gazetenin bütün çalışanları dağıtımcıları baskılara maruz kaldı'

"O gün yaÅŸananlar bu katliamı kimin iÅŸlediÄŸini gösteriyordu" diyen Kışanak, 90'lı yıllarda Kürt halkına karşı hukuksuz politikaların uygulandığını söyledi. Sabah Gazetesi muhabiri Ä°zzet Keser'in Cizre'de katledildiÄŸi zaman medyanın bunun dahi üstünü örttüÄŸünü hatırlatan Kışanak, ÅŸunları belirtti: "Sadece Kürt halkının kendi imkanları ile yarattı gerçek basın bu gerçekleri yansıtmak için çırpınıp durdu. Muhabirinden, dağıtımcısına her biri hedef alındı. Musa amca (Apê Musa) katledildi. Gözaltına alınanlar kaybedildi. Böyle bir süreçte gazete kapatıldı. Ancak bütün bunlar yetmedi. Karşılarında gerçekleri yazarak kirli savaÅŸtan kurtulabiliriz diyen bir medya anlayışı vardı."

'Özgür Ülke'nin bombalanması aydınlatılmazsa derin devlet hesaplaÅŸması olmaz'

Özgür Ülke Gazetesi'nin bombalanmasından birkaç gün sonra dönemin BaÅŸbakanı Tansu Çiller'in imzası bulunan bir belgenin yayınlandığını hatırlatan Kışanak, "Orada gazetenin en etkili yöntemle bertaraf edilmesi gerektiÄŸi belirtiliyordu. Zaten birkaç gün sonra da bu talimatın gereÄŸini yerine getirdiler. Bu ülkede Özgür Ülke Gazetesi'nin bombalanması aydınlatılamazsa kimse derin devletle hesaplaÅŸtım diyemez. Bize kimse bu boÅŸ lafları söylemesin. Bu olmadığı için tutuklu gazeteci konusunda rekor kırmış bir ülkedeyiz. Dünya da tutuklu gazetecilerin yarısı burada bulunuyor" dedi. "Ne pahasına olursa olsun devletin hiçbir terörist yüzü, muhalif basını susturmaya yetmedi, bundan sonra da yetmeyecektir" diyen Kışanak, 90'lı yıllardan beri sürdürülen kararlı mücadelenin bunun kanıtı olduÄŸunu söyledi.

'Geçen yılın hesabı verilmeden yeni bütçe yapılıyor'

KonuÅŸmasının devamında önümüzdeki hafta Meclis'te bütçe görüÅŸmelerinin yapılacağını belirten Kışanak, bu sene yapılacak bütçe görüÅŸmelerinin önemli olduÄŸunu söyledi. Kışanak, "Daha geçmiÅŸ yılın harcamalarının hesabı verilmeden 2013'ün bütçesi yapılmaya çalışılıyor. Böyle bir ÅŸey olamaz. Harcamaların hesabını vermeden yeni harcamalar planlayamazsınız. Bunun AKP hükümetinin yönetim zihniyeti olduÄŸunu görebiliyoruz. 2010 yılında Sayıştay Kanunu'nda deÄŸiÅŸiklik yaptılar ve kamu kurumlarının denetimini sadece onlara verdiler ve denetim yetkisini sınırlamak istediler. Buradan yurttaÅŸlara sesleniyorum; aldığınız her ÅŸeyde vergi var. Herkesten vergiyi alıyorlar ama bunu nasıl harcadıklarının hesabını vermiyorlar. Burası kraliyet deÄŸil. Aldığınız paraları nereye ve nasıl harcadığınızın hesabını bu halka vermek zorundasınız. Bu günkü bütçe ÅŸaibe altındadır" deÄŸerlendirmesinde bulundu.

'Hesabı verilmeden alınan para vergi deÄŸil haraçtır'

AKP hükümetinin bununla da yetinmeyerek askeri harcamaları gizlediÄŸini söyleyen Kışanak, "AKP hükümetinin savaÅŸ tüccarları ile yaptığı alışveriÅŸin ne nedenin ne de ne kadar yapıldığını paylaÅŸamıyorlar. Herkes bilir ama halk bilemez. EkmeÄŸinizdeki sofradan bölüp aldıkları verginin ve aldıkları silahın hesabını kimse soramıyor. Hesabı verilmeden alınan para vergi deÄŸil haraçtır. Bunu uygulayan yönetimlere de demokrasi denilemez" dedi. Kışanak, AKP hükümeti döneminde sermayenin vergi yükünün azaldığını bunun yanı sıra emekçinin ve yoksulun ise vergi yükünün arttığını belirtti. Kışanak, Türkiye'de verginin büyük bir kısmının yoksul halktan alındığını söyledi. Kışanak, anayasa tartışmaları sırasında da asgari ücretin vergi dışı bırakılması önerisini sunduklarını hatırlatarak, yapılacak kesintinin de emekçinin cebine konulması gerektiÄŸini ifade etti.

'Serêkaniyê'de sivil insanlar yaÅŸamını yitirmeye baÅŸladı'

Hükümetin dış politikasını eleÅŸtiren Kışanak, AKP hükümetinin Suriye'de nasıl bir politika yürüttüÄŸünün hesabını vermediÄŸini belirtti. Kışanak, "Kamuoyunda bu yanlış tartışılıyor. SavaÅŸtan kaçanlar Hatay'a gelmiÅŸ gibi gösteriliyor. Hatay gitti ÅŸimdi aynı senaryo Ceylanpınar'da baÅŸladı. SavaÅŸ 1,5 yıldır sürüyorken Serêkaniyê'de kimsenin burnu kanamamıştı. Ancak Türkiye'nin teÅŸvik ettiÄŸi çeteler sayesinde Serêkaniyê'de sivil insanlar yaÅŸamını yitirmeye baÅŸladı. Çözüm mü arıyorsun, iç savaÅŸ mı yapmaya çalışıyorsun? AKP hükümeti bu sorunun cevabını vermek zorunda. Patroitleri tartışmak Suriye'yi tartışmak anlamına gelmiyor. Putin de bunu söyledi" diye konuÅŸtu.

'DeÄŸiÅŸim istiyorsanız özgürlük isteyen halkların yanında olacaksınız'

"Suriye'de herkesin özgürce yaÅŸadığı bir ortamın saÄŸlanmasını herkes gibi biz de istiyoruz" diyen Kışanak, "Rejimin avukatlığını kimse üstlenmesini tabi ki. Bu rejim otoriterdir deÄŸiÅŸsin ama içerde çeteleri örgütleyerek böyle bir deÄŸiÅŸimi organize edemezsiniz. DeÄŸiÅŸim istiyorsanız özgürlük isteyen halkaların yanında olacaksınız. Alevilerin ve Kürtlerin de yanında olacaksınız. Ama Türkiye, Kürtleri dışlamak için kırk takla atıyor. Türkiye'yi patroit korumaz, barışa ve özgürlüklere saygılı bir politika korur" diye konuÅŸtu.

'AKP hükümeti döneminde üniversitelerde baskı arttı'

Son dönemlerde üniversitelerde ülkücülerin yaptığı saldırılara deÄŸinen Kışanak, "Darbe sürecinde yaÅŸananlar ile karşı karşıyayız. Polisi bu konuda etkin kullanan, öÄŸrencilerin demokratik katılımlarını kapatmaya çalışan yaklaşım ile karşı karşıyayız. AKP hükümeti döneminde üniversitelerde baskı arttı. Åžimdi AKP'nin tek tipine uymayanları üniversiteden atmanın yollarını arıyorlar. PuÅŸi taktığı için tutuklanan, yumurta attığı için ceza alana, anadilde eÄŸitim talep ettiÄŸi için okulundan atılan öÄŸrenciler var. Åžimdi de kampüslerde faÅŸist saldırılar polis gözetiminde yapılıyor" diye belirtti. Kışanak, yapılanların gençliÄŸi teslim almak ve tek tipleÅŸtirme olduÄŸunu söyledi. Kışanak, tıp öÄŸrencilerinin yarın Ankara Adliyesi'nde yapılacak olan duruÅŸmasına katılacaklarını ve öÄŸrencilerin yanında olacaklarını kaydetti.

'Başbakan konuştu cenazelere saldırı başladı'

"BaÅŸbakan sanki o cenazelere tazyiki suyu biz sıktık. Sanki mezar taÅŸlarını biz kırdık. Bunlar sizin emrinizle talimata geçen adına güvenlik güçleri denen kiÅŸiler tarafından yapıldı" diyen Kışanak, Diyarbakır'da HPG'lilerin cenazelerine yapılan müdahaleyi eleÅŸtirdi. Kışanak, "Bu vahÅŸet, insanlık dışı tutum bu ülkenin talihinde kap kara bir sayfa olarak orda duruyor. Åžimdi de BaÅŸbakan, 'Ben ölen teröriste aÄŸlamam' dedi arkasından cenazelere saldırı yapıldı. Bu talimat olarak algılandı ve cenazelere yönelik pervasız saldırı yapıyorlar. ErdoÄŸan çıkıp bunun hesabını versin. Diyarbakır'da tam bir vahÅŸet yaÅŸandı. Bütün insani deÄŸerler ayaklar altına alınarak, cenazelere saldırı yapıldı. Analar yerlerde sürüklendi coplandı" dedi.

'Kürtleri engellemek için 12 Eylül faÅŸizmi ile kankasınız'

BDP'li milletvekilleri ve DTK EÅŸbaÅŸkanı Aysel TuÄŸluk hakkında hazırlanan fezlekelerin Meclis'e sunulmasını deÄŸerlendiren Kışanak, "ErdoÄŸan bugün yine her ÅŸeye meydan okurcasına fetvasını verdi. Anayasa'nın 83'üncü maddesi dokunulmazlıkla ilgili grup kararı alınamayacağını ve konuÅŸamayacağını yazmasına raÄŸmen AKP grubunu toplandı ve fetvasını verdi. Zaten bu süreç ErdoÄŸan'ın konuÅŸması üzerine baÅŸladı. Åžimdi de grup kararı ortaya çıkarmaya çalışıyor. Biz pratik adım atılmadan konuÅŸmayı doÄŸru bulmuyoruz. O adım atıldığında herkes nasıl konuÅŸtuÄŸumuzu görecek" dedi. ErdoÄŸan'ın, "Bunlar dokunulmazlık zırhına bürünüyor" sözünü eleÅŸtiren Kışanak, "Anlıyoruz burada bulunmamızdan rahatsızsınız. Merak etmeyin biz bir yolunu bulup buna devam ederiz. Biz dokunulmazlığa güvenerek bunu yapmıyoruz. Siz ve 12 Eylül faÅŸist zihniyetiniz zaten Kürtler Meclis'e gelmesin diye yüzde 10 barajı çıkardınız. Zaten Kürtleri engellemek için 12 Eylül faÅŸist darbesi ile kankasınız. Biz mücadelemizi yürütürken dokunulmazlık zırhına bürünmedik" diye konuÅŸtu.

'Kürtler bu parlamentoya bir daha gelip gelmemeyi tartışır'

Kışanak, Kürtlerin taleplerinden vazgeçmesinin istendiÄŸini ancak Kürtlerin taleplerinden asla vazgeçmeyeceÄŸini belirterek, "BaÅŸbakan bu beyhude bir iÅŸtir. Bunu biz deÄŸil tarih söylüyor. Åžimdi bir baÅŸka konu da 94'e benzemez tartışması. Evet benzemez. Bir daha Kürtleri bu parlamentodan kovarsanız, Kürtler bir daha bu parlamentoya gelip gelmemeyi düÅŸünürler. Bunları bir hakikat bir gerçek içinde bulunduÄŸumuz durum anlaşılsın diye söylüyoruz. Ne Türkiye 94'lerin Türkiyesidir, ne Kürtler 94'ün Kürdüdür. EÄŸer BaÅŸbakan, 94'teki tablonun sadece yaka paça kısmını ayıklarız, kibarca bunu göndeririz diye düÅŸünüyorsa, yanılıyor. Açıkça, 94 tekerrür etmez. Herkes bunu çok iyi biliyor" diye konuÅŸtu