• Dargeçit
    °C
  • Mardin
    °C
  • Şırnak
    °C
Yazı Boyutu: A A A

GÜNEŞİN İZİNDE, MİTOLOJİLERİN PEŞİNDE BİR RESSAM: AHMET GÜNEŞTEKİN

“Kendimi Anadolu, Mezopotamya ve Yunan uygarlıklarına ait sözlü anlatıların, efsane ve mitlerin izini sürmüş ve yeniden yorumlamış, sanat pratiğinin genel kabul görmüş uygulama biçimlerinin dışında kalan biri olarak ifade edi
2015-01-03, 10:54:47
Okunma: 1097
0 Yorum
resim

Her ressamın bizim ÅŸimdiye kadar tanığı olduÄŸumuz hayatının dışında, o bütün beceri ve hayallerinin temelini oluÅŸturan bir kiÅŸisel geçmiÅŸi olduÄŸu malum. Her sanatçının hayatı da ideali uÄŸruna çalışırken farklı ÅŸekillere bürünüyor. Ve bu ideal birbirinden farklı kültür kodlarıyla beslenen sanatçıların eserlerinde büyük bir birikimin ardından baÅŸka baÅŸka görünümler, anlatılar ve yorumlar ortaya koyuyor. Ä°ÅŸte sanatçının özgünlüÄŸü de burada baÅŸlıyor. Yedirenk Dergisi, sanat camiasında önemli bir yer edinen Ahmet GüneÅŸtekin ile bir röportaj gerçekleÅŸtirdi. Ä°ÅŸte o röportajdan bölümler:

Kendi kültür köklerinizden kopmadan bir resim dili oluÅŸturma süreciniz nasıl gerçekleÅŸti?

Her çocuk gibi ben de resim yapmaya, kâğıt, kablo, tel, çamur gibi ÅŸekle sokulabilen nesnelerden yeni bir ÅŸeyler üretmeye meraklıymışım. ÇocukluÄŸun bu plastik sanat araçlarına merakını bende diÄŸer çocuklardan farklılaÅŸtıran asıl öÄŸe Mezopotamya halk ozanlığı geleneÄŸinin en köklü söylenceleri olmuÅŸtur. Sık sık dinlediÄŸim bu halk öyküleri ve anlatılar beni ve ürettiklerimi büyük ölçüde etkilemiÅŸtir. ÇocukluÄŸumda, bu öykülerin söylendiÄŸi halk buluÅŸmalarında bulunmayı çok severdim, öyküleri büyük bir merakla dinler, anlattıklarını düÅŸüncelerimde canlandırıp bir film gibi izlerdim. Sanata yönelimimi, bu öykülerin resim yeteneÄŸimle buluÅŸması oluÅŸturdu diyebilirim.

ic-1-067.jpg

Eserlerinizin otobiyografik tarafı var deÄŸil mi? Yani çocukluktan, gençlikten gelen bir etki…

Efsanelerin izini sürmeye baÅŸladığım zaman, çocukken dinlediÄŸim masallarda, efsanelerde yaÅŸayan ve belleÄŸime yerleÅŸmiÅŸ o kahramanlar çizdiÄŸim resimlere girmeye baÅŸladılar ve ürettiÄŸim tüm iÅŸlerin önemli bir parçası oldular. Hâlâ olmaya devam ediyorlar.

Eserleriniz ve sanat anlayışınız sanat eleÅŸtirmenlerince pek çok açıdan deÄŸerlendirilmiÅŸ. Hepsini okuyunca bir ÅŸekle büründüremiyor ya da bir tanımla sınırlandıramıyoruz sizi. Siz kendinizi ve sanatınızı nasıl ifade ediyorsunuz bunca yorumun ardından?..

Ä°lk yaptığım resimlerde yaÄŸlı boya kullanmaya baÅŸlamıştım ve uzun bir süre de kullandım. Åžimdi ise farklı disiplinlere ait yöntemleri benimsiyor ve serbest bir teknik çalışıyorum. Kendimi tuvalle sınırlamıyorum. Eserlerimi çeÅŸitli endüstri malzemelerinin üzerlerine de iÅŸleyebiliyorum. Plastik sanatların olanaklı kıldığı farklı materyalleri kullanmaktan çekinmiyorum. Optik degrade serisi, boyutlu eserler,  yerleÅŸtirmelerim ve metal üzerine çalışmalarım bu yaklaşımlarımın sonucunda ürettiÄŸim eserler. Kendimi Anadolu, Mezopotamya ve Yunan uygarlıklarına ait sözlü anlatıların, efsane ve mitlerin izini sürmüÅŸ ve yeniden yorumlamış, sanat pratiÄŸinin genel kabul görmüÅŸ uygulama biçimlerinin dışında kalan biri olarak ifade ediyorum.

Farklı yörelerde dolaşıp mitlerini araÅŸtırırken insanlarla nasıl temas kuruyorsunuz?

AraÅŸtırmalarımızı yürütürken iletiÅŸime geçtiÄŸimiz insanların yaÅŸamlarına dışarıdan bakmaktan çok onlardan biri gibi bizleri algılamalarını saÄŸlayarak yakından gözlem yapmaya özen gösterdik. Böylece yüzyıllarca aynı coÄŸrafyada yaÅŸayan insanların belleklerinde birikenleri bize rahatlıkla iletebilmelerini saÄŸladık.

Mitolojilere olan merakınız ne zaman başladı?

Çocukken dinlediÄŸim masallar ve efsaneler düÅŸünce dünyamı çocuk yaÅŸta biçimlendirmeye ve çizgilerimi belirlemeye baÅŸlamıştı. Bu ilgi daha sonra tüm iÅŸlerimde somutlaÅŸan estetik yaklaşımımı da belirledi. Anadolu’da ve Mezopotamya’da dolaÅŸtığım on yedi yıl boyunca topladığım geleneksel hikâyeler ve sözlü anlatıları böylelikle kendi sanat pratiÄŸimle birleÅŸtirebildim.

ic-2-042.jpg

Bir efsaneyi çizerken içindeki kahramanlarla nasıl bir baÄŸ kuruyorsunuz?

Anlatılardaki kahramanlarla ilgili üretilmiÅŸ önceki eserler, rölyefler ya da ikonların benim çalışmalarım üzerinde bir etkisi olmuyor. ÖÄŸrendiÄŸim hikâyelerin bana hissettirdiÄŸi ÅŸeyler doÄŸrultusunda yeni bir ÅŸey kurguluyorum, bu nedenle de o kahramanlar benim kahramanlarım oluyor ve iÅŸlerimle özdeÅŸleÅŸiyorlar. 

Mitolojiler üzerinden resimsel yorumlamalar yaptığınızı biliyoruz. Eserlerinizdeki konu hazırlığını nasıl yapıyorsunuz?

Çok uzun yıllar boyunca yaÅŸadığım coÄŸrafyayı gezdim, zaman zaman yeni geziler de yapıyorum. DüÅŸüncelerimde iz bırakanlar ve o gezide biriktirdiÄŸim düÅŸünceler beslendiÄŸim kaynaklara dönüÅŸüyor.

Mezopotamya ve Anadolu uygarlıklarıyla, efsaneleri ve masallarıyla besleniyorsunuz. Bunları nasıl derliyorsunuz?

2005 yılında daha önce baÅŸladığım araÅŸtırma gezilerim ‘GüneÅŸin Ä°zinde’ belgesel dizisini ortaya çıkardı. 5 yıl boyunca yaÅŸadığım coÄŸrafyanın ressam, heykeltıraÅŸ, video ve fotoÄŸraf sanatçısı, sanat eleÅŸtirmeni ve sanat tarihçileriyle birlikte sergiler, paneller, söyleÅŸiler, çeÅŸitli sanat etkinlikleri yaptık. 45 il, yüzlerce ilçe ve köy dolaÅŸtık. Projenin ana teması mitoloji ve efsanelerdi. Tarihî mekânları gezip, oralarda yaÅŸanmış hikâyeleri, destanları, mitleri araÅŸtırıp derledim. Geziler boyunca tüm çalışmaları profesyonel çekim ekibimle birlikte sesli ve görüntülü olarak kayıt altına aldık. Bu görüntüler etnografik içerikli bir arÅŸiv elde etmemizi saÄŸladı.

Cennet Kapısı, Ölümsüzlük Kapısı, Truva Kapısı, GüneÅŸe Açılan Kapılar, Masumiyet Kapısı… Kapılarınız nereye açılıyor?

Hepimiz bir arayış içindeyiz. Kimimiz ölümsüzlüÄŸü, kimimiz aÅŸkı, kimimiz de hayal ettiÄŸi dünyayı arıyor. Aradığımız her ÅŸeyin karşısında ise zorluklarla karşılaşıyoruz. Kapılar belki de bu zorluÄŸun adıdır. Kapıları hiçbir zaman dekoratif amaçlı olarak kullanmayı düÅŸünmedim, sanırım bu nedenle de üzerinde yarattığım hikâyelerin felsefesini oluÅŸturdular. 

ic-3-020.jpg

Her efsanenin bir rengi var mı? Åžahmaran deyince, Kerem ile Aslı deyince hikâyeler nasıl bir renge bürünüyor?

Sınırlar koyarak yaÅŸamıyorum. Dolayısıyla renkleri de hiçbir zaman sınırlamadım. Bütün yaratımlarımı özgür bıraktığım düÅŸüncelerimle oluÅŸturduÄŸuma inanıyorum. ÖzgürlüÄŸü en iyi ifade eden ÅŸeyin ise renkler ve ışıklar olduÄŸunu.

Çalışmaya baÅŸlamadan önce üzerinde yoÄŸunlaÅŸacağınız konu için titiz bir araÅŸtırma yaptığınızı duydum. Bu süreç nasıl iÅŸliyor?

Ä°lk dönem çalışmalarımla kıyasladığımda ÅŸimdi daha soyut çalışıyorum. Farklı disiplinlere ait yöntemleri benimsemekten kaçınmıyorum, Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarına ait izlerin kazısını yaparak yorumladığım tüm çalışmalarımda bu anlatım biçimlerini gözlemleyebilirsiniz. Kendinize ait bir tekniÄŸiniz olduÄŸunda da söylediÄŸiniz ÅŸey size ait oluyor. Bu nedenle yaÅŸamı ve sanatı bir öÄŸreti olarak görüyorum.

CoÅŸkun Aral ile TRT için gerçekleÅŸtirdiÄŸiniz ‘GüneÅŸin Ä°zinde’ programı artık arÅŸivlik bir deÄŸer taşıyor. BaÅŸka planlarınız var mı?

TRT, bu belgeselleri zaman zaman yayınlamaya devam ediyor.  81 ilin 65 ili tamamlandı. Bu, Türkiye genelinde de dünya genelinde de bir rekordur.  65 sanatçı ile 65 ilde tarihî mekânlarda sergiler düzenledik. Projelerimin yoÄŸunluÄŸundan ve zaman gerektiÄŸinden ÅŸu anda ara verildi. Fakat bu projeyi 81 ilde tamamlamak en büyük hayalim.

Bir sanatçının insanları birleÅŸtirici özelliÄŸi olmalı mı sizce? Bütün farklılıklarına raÄŸmen insanlığa, ardında kavga gürültü yerine ne bırakmalı bir sanatçı?

Ben kendimle ve eserlerimle ilgili büyük amaçlar hiçbir zaman tanımlamadım, fakat sanatın dönüÅŸtürücü gücünü hepimiz biliyoruz. Evrensel ve insanî deÄŸerleri savunmak sadece sanatçıların deÄŸil hepimizin duyduÄŸu bir sorumluluk olmalı.

YaÅŸar Kemal ve Ara Güler ile sık sık bir araya geliyorsunuz. Böyle ustalarla görüÅŸebilmek çok kıymetli olsa gerek…

YaÅŸar Kemal ile uzun yıllardan beri görüÅŸüyoruz, öyle ki aramızda bir baba-oÄŸul iliÅŸkisi var.  Ayda 2 ya da 3 kez atölyemde bir araya geliyoruz. Benim eserlerimin oluÅŸum aÅŸamalarını çok iyi bilen biri. Onun bilgisi ve deneyimleri benim için her zaman yönlendirici olmuÅŸtur.

Çocukları da çok önemsiyor, kimi çalışmanıza dâhil ediyorsunuz? Çocuklarla resim projeniz nasıl oldu?

‘GüneÅŸin Ä°zinde’ projesinde çocuklarla resim atölyeleri gerçekleÅŸtirdik. Proje süresince 10 binlerce çocukla, tarihî yapıların bulunduÄŸu açık ya da kapalı alanlarda resim atölyeleri düzenledik. Bu atölyeler sadece benim deÄŸil o çocukların da yaÅŸamlarını büyük ölçüde etkiledi.

Belgesellerinizden takip ettiÄŸimiz kadarıyla gittiÄŸiniz her yerde çocuklarla da muhakkak bir atölye çalışması yapıyorsunuz.

Çocuklarla her zaman özel bir iliÅŸkim olmuÅŸtur. Son 6 yıldır eserlerimi ürettiÄŸim ve yenileme süreci devam eden, tamamlanınca da müze haline getirmeyi planladığım ‘GüneÅŸtekin Sanat Merkezi’nde çocuklarla ilgili bu projelerime devam etmeyi planlıyorum.

Joan Miro’nun, Paul Klee’nin resimle müzik arasında kurduÄŸu bir baÄŸ var. Siz de eserlerinizi yaparken doÄŸanın ve evrenin kendi armonisini duyuyor musunuz?

Dış dünyada gözlemlediÄŸim nesneleri, ışık yoluyla gördüklerimi ve deneyimlediklerimi tuval üzerinde üç boyutlu olarak çalışmanın yöntemini bulmaya çalıştım. Bu düÅŸüncem ve yönelimim bana optik yanılsamalara benzeyen uygulamaları elde etmemi saÄŸladı. Fakat hayatımın hiçbir döneminde teknolojik yöntemlerimi eserlerimi üretirken uygulamadım. Kullandığım grafik ve geometrik ÅŸekiller tümüyle rastlantısal bir ÅŸekilde oluÅŸan bilinçaltımın dışa vurumu. Bu geometrik motifler renkleri kullanım ÅŸeklimi ve tonlarımı da belirliyor. Açık renklerden koyu renklere doÄŸru katmanlı bir estetik ortaya çıkarıyor. DoÄŸadaki renklerle bu anlamda bir iliÅŸki kurabildiÄŸimi düÅŸünüyorum.

ÇaÄŸdaÅŸ sanatlar piyasasına artan ilgi hakkında sizin de görüÅŸlerinizi alabilir miyiz? Bir röportajınızda “Sanat, parayla deÄŸerlenmez ama para, sanatla deÄŸerlenebilir.” demiÅŸsiniz, ne kadar da doÄŸru…

Genel olarak çaÄŸdaÅŸ sanatlara artan ilgiyi, dış dünyayı algılama ÅŸeklimizin görsel kültür ve araçları üzerinden gerçekleÅŸtiÄŸi bir aÅŸamaya gelmiÅŸ olmamıza baÄŸlıyorum. Sanat ekonomisinin ivme kazandırdığı bu durum, küresel bir olgu haline dönüÅŸtü. KuÅŸkusuz sanatın dönüÅŸtürücü bir gücü var, bunu hiçbir zaman yadsıyamayacağız. Bu dönüÅŸtürücü güce ise sanat ancak özgün bir yaklaşımla üretildiyse sahip olabiliyor. Bu noktada sanatı deÄŸerlendirmenin ölçüsünü baÅŸka bir deÄŸiÅŸim aracı deÄŸil, kendi söyleminin farklılığı saÄŸlıyor. Bu nedenle sanatın üstünlüÄŸü her zaman var olacak.

Ahmet GüneÅŸtekin, bu yıl Contemporary Ä°stanbul’da Marlborough Gallery için ürettiÄŸi tuval üzerine yaÄŸlı boya ve metal giydirmeleri ile yer aldı. Kadim Zamanın DerviÅŸleri, Kutsal Mavi, Ahura Mazda’nın Işığı, Pegasus’un Gezintisi, Cennetteki Tutsak, Yedi Palyaçonun BuluÅŸması, Ä°karus’un YükseliÅŸi, Kuğu ile Leda’nın Kutsal Günü, Zeus’un Leda Rüyası, Zeus’un MutluluÄŸu, Zeus’un Pegasus’u eserlerinden bazılarıydı. Art Basel Miami’de ve Hollanda’da iki uluslararası çaÄŸdaÅŸ sanat fuarına katılacak olan sanatçının, 2015 yılı içinde ise Venedik Bienali’nde eserleri sergilenecek. ÇaÄŸdaÅŸ sanat camiasında eserlerinin yüksek fiyatlara alıcı bulmasıyla adından sıkça bahsettiren Ahmet GüneÅŸtekin, Marlborough Gallery’nin Londra, Madrid, Barcelona ve Santiago gibi dünyanın farklı ÅŸehirlerindeki galerilerinde gerçekleÅŸecek yeni sergilerini planlıyor.

HABER Ä°LE Ä°LGÄ°LÄ°
Henüz yorum yok, ilk yorumu siz yapın.
YAZARLAR

ARŞİV
ANKET
Yeni Sitemizi Nasıl Buldunuz
  • Ä°yi
  • Orta
  • Kötü

Site Haritası RSS Beslemeleri