’ÖZYÖNETİMİ BATIYA ANLATACAĞIZ’

Bu çerçevede ilan edilen özyönetimlerin Türkiye'nin tamamına yönelik bir teklif olduğunu söyledi. HDK'nin Türkiye'nin yeniden kuruluşu bakımından köprübaşı görevini gördüğünü belirten Kürkçü, 

"Türkiye'nin batısında esenlik ve barış, Kürdistan'da ise savaş olarak biz varlığımızı uzun süre sürdüremeyiz. Ya savaş yayılacak, ya özgürlük. Tabii ki biz ikincisinden yanayız. Bu nedenle Kürdistan'daki savaşa son verme Türkiye'nin batısında güçlü bir toplumsal hareket, toplumsal atılım bizim için çok önemli"

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü, önümüzdeki hafta sonu Ankara'da gerçekleştirilecek HDK 6. Genel Kurul öncesi Kürdistan'da devam eden soykırım saldırıları ve HDK'nin imha konseptine karşı alacağı misyonu değerlendirdi. Tankıyla, topuyla kuşatılan Kürdistan kentlerindeki direnişi kıramayan AKP'nin ciddi anlamda zorlandığını belirten Kürkçü, bununla ilgili HDK'ye de önemli görevler düştüğünün altını çizdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Türkiye ve Kürdistan halklarına Türkiye'ye özgü "Faşist" bir rejimi dayatma hevesinde olduğunu kaydeden Kürkçü, "Erdoğan ve onun yanındaki sermaye gurupları Türkiye'de bir tek adam rejimi, mezhepçi bir diktatörlük dayatma telaşındalar. Ama buraya girebilmek için de Kürdistan Özgürlük Hareketi'ni ortadan kaldırmayı ve Kürtlere boyun eğdirmeyi hedef seçmiş görünüyorlar" dedi.

'Türkiye'yi Kürdistan ile hareket geçirmek gerekir'

Erdoğan'ın halkları tek tipleştiren bir bloğa dahil etmek istediğini ifade eden Kürkçü, bu bloğa karşı güçlü bir tabana dayanan Türkiye'nin batısını Kürdistan ile harekete geçiren bir demokrasi ve barış cephesinin kurulmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Kürkçü, bu ilerleme durdurulamazsa Türkiye'nin faşist bir diktatörlüğün altına gireceğini söyledi.

'Özyönetim Türkiye'nin tamamına yönelik bir teklif'

HDK'nin Türkiye'nin yeniden kuruluşu bakımından köprübaşı görevini gördüğünü belirten Kürkçü, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) öncülüğünde ilan edilen özyönetim deklarasyonuna işaret ederek şöyle devam etti: "DTK'nin deklarasyonu son derece önemli. Birincisi, ortaya çıkmış direnişleri ve halk hareketlerini tarihsel bir perspektifle anlamlandırıyor. Bunların özgürlükçü öz yönetimci bir toplum inşası bakımından girişilmiş enerjik hareketler olduğunun altını çiziyor. İkincisi, burada ortaya çıkan fikrin tartışılması için dinamik bir süreç öneriyor. Bunu sadece Kürdistan kentlerine değil, Türkiye'nin tamamına yönelik bir teklif olduğunu da söylüyor."

'Özyönetimi batıya anlatacağız'

HDK'nin perspektifinde de öz yönetimsel bir anlayış olduğunu ifade eden Kürkçü, Türkiye ve Kürdistan'ın birbirinden bağımsız özellikleri olduğunu, özyönetimlerin de bu farklılıklar göz önünde bulundurularak formüle edilmesi gerektiğini söyledi. HDK 6. Genel Kurulu'nda da özyönetime ilişkin önemli kararlar alacakları bilgisini veren Kürkçü, HDK'nin özyönetimleri Türkiye'nin batısına anlatabilmek için konferanslar düzenleyeceğini vurguladı. Kürkçü, özyönetimlerin emek, kadın, gençlik meclislerinin talepleri üzerine kurulacağını da sözlerine ekledi.

'Politik zeminde mücadele edilmeli'

Kürdistan'da başta, Sur, Cizre, Silopi, Dargeçit ve Nusaybin olmak üzere devam eden topyekun savaş ve kuşatmalara da dikkat çeken Kürkçü, HDK'nin barış ve demokrasi cephesinin inşasına öncülük ettiğini belirterek iki önemli çağrıda bulundu. Kürkçü, "Birinci çağrım HDP ve HDK'yedir. HDK'nin varlığı toplumsal bir dönüşüm perspektifine dayanır. Halkların kendi özyönetim deneyimlerini mücadele ederek yönetme bilincine kendilerinin sahip olması birinci dereceden önemlidir. Bu mücadele üzerine HDP'nin de politik mücadele zemini açabilmesi gerekiyor" dedi.

'HDK kendi yerel yapılarını kuracak'

Geçtiğimiz hafta sonu Ankara'da düzenlenen konferansta HDK'nin yerel yapılarının kurulacağı kararının netleştiğini belirten Kürkçü, ikinci çağrıya ilişkin ise şunları kaydetti: "İkinci çağrım Kürdistan'daki savaşın durdurulmasıdır. Türkiye'nin batısında esenlik ve barış, Kürdistan'da ise savaş olarak biz varlığımızı uzun süre sürdüremeyiz. Ya savaş yayılacak, ya özgürlük. Tabii ki biz ikincisinden yanayız. Bu nedenle Kürdistan'daki savaşa son verme Türkiye'nin batısında güçlü bir toplumsal hareket, toplumsal atılım bizim için çok önemli. Bu kışı eğer hakikaten barış cephesini genişleterek, gerçekleştirebilirsek önümüzdeki yeni siyaset döneminde çatışmaların eşiğine gelmeden yeniden barış dönemini açma imkanımız var. Ama eğer bunu yapmazsak, Kürdistan'da savaşı kazandığına inanırsa hükümet Türkiye'nin tamamında aynı savaşı dayatmaktan kaçınmayacaktır." 
DİHA