• Dargeçit
    °C
  • Mardin
    °C
  • Şırnak
    °C

ERDOĞAN’DAN KOBANÊ AÇIKLAMASI: BİZ BUNU KABULLENEMEYİZ

Kobanê’nin IŞİD’den kurtarılmasını değerlendiren Erdoğan, “Biz yeni bir Irak olsun istemiyoruz. Nedir bu? Kuzey Irak... Şimdi de Kuzey Suriye doğsun! Bunu kabullenmemiz mümkün değil" dedi.
2015-01-27, 10:27:10
Okunma: 221
0 Yorum
resim

Afrika turu dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP’nin 2015 genel seçimine parti olarak girme kararı ve çözüm süreciyle ilgili olarak, “Parlamentoda olduğu zaman siyasette muhatap olmak başkadır, parlamento dışında olduğu zaman muhatap olmak başkadır. Hükümet STK’larla görüşmeler yapıyor, değil mi? Onların da varsa bir STK’sı, istediği zaman davet edip görüşebilir, yoksa görüşme mecburiyeti diye bir şey ve hiçbir zaman da kalkıp ‘Biz parlamento dışındayız ama istediğimiz zaman yine masada oluruz” diye bir şart da koşamazlar. Çünkü STK’ların yapısında bu olamaz, STK’ların kanaatlerinden istifade etme hakkı hükümete aittir. Gerektiğinde bu görüşmeleri yapabilir” dedi.

Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen Erdoğan, ''Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başkanlık sistemini yine aynı şekilde konuştuk, bu göreve böyle geldik. Ben başkanlık sisteminin bu sürece güç katacağına inanıyorum. Seri karar almak, çok daha çabuk netice almayı getirecektir. Bizdeki sistemde karar süreci süratle işliyor dersek kendimizi aldatırız. Başkanlık, belediye başkanlığımdan beri savunduğum bir tezdir. Ahmet Bey için de (Başbakan Davutoğlu) savunulacak en önemli tezlerden bir tanesidir. Bu seçimlerin de üzerinde konuşulacak konularından biri olacaktır diye düşünüyorum'' diye konuştu.

Kobani’nin IŞİD’den kurtarılmasını da değerlendiren Erdoğan, “Biz yeni bir Irak olsun istemiyoruz. Nedir bu? Kuzey Irak... Şimdi de Kuzey Suriye doğsun! Bunu kabullenmemiz mümkün değil. Burada Türkiye olarak üzerimizdeki yükün ağır olduğunun bilincindeyim, biz buradaki duruşumuzu korumak zorundayız. Aksi takdirde Kuzey Irak’tan sonra burada da bir Kuzey Suriye... Bu oluşumlar gelecekte büyük sıkıntılara yol açacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Hürriyet gazetesinden Akif Beki’nin haberine göre, Erdoğan’a sorular ve yanıtları özetle şöyle:

Aynen Irak’ta olan olur

Türkiye’nin Suriye politikasında uluslararası kamuoyunu harekete geçirecek bir açılım düşünülüyor mu?

Bizim Suriye’ye yönelik politikamız bellidir. Bunun üzerinde asla oynama yapmayı düşünmüyoruz. Bizim hedefimiz rejimdir. Esed rejimi ile Suriye’de bu iş devam etmez. Oradaki muhalif güçler de bunu defaatle açıkladılar. Ben Biden ile görüşmemde de söyledim, Sayın Obama ile görüşmemde de söyledim: 3 şeyin hallolması gerekiyor. Bir, ‘uçuşa yasak bölge’. İki, ‘güvenli bölge’. Üç, ‘eğit-donat’. ABD eğit-donata geliyor, diğer ikisine yanaşmıyor. Ayrıca rejim hedefli bir harekete yanaşmıyor. Şimdi hedefinde o yokmuş. Zaten o olmadıktan sonra burada çözüm olmaz ki. Burada ne olur? Aynen Irak’ta meydana gelen olur. Biz yeni bir Irak olsun istemiyoruz. Nedir bu? Kuzey Irak... Şimdi de Kuzey Suriye doğsun! Bunu kabullenmemiz mümkün değil. Burada Türkiye olarak üzerimizdeki yükün ağır olduğunun bilincindeyim, biz buradaki duruşumuzu korumak zorundayız. Aksi takdirde Kuzey Irak’tan sonra burada da bir Kuzey Suriye... Bu oluşumlar gelecekte büyük sıkıntılara yol açacaktır.

Afrin-Kobani-Kamışlı manidar

Bir de şu boyut da var, yani Afrin, Kobani, Kamışlı, bu şeritte böyle bir düzenlemenin yapılması da manidardır. Çünkü biz onlara şunu söylüyoruz: ‘Niye Halep’e yönelmiyorsunuz?’ Halep’i hiç nazarı itibara almıyorlar. Sayın Obama’ya söyledim, ‘Niye sizin için Kobani bu kadar stratejik?’ Dedi ki, ‘Eğer buradan DEAŞ galip çıkarsa o zaman diyecek ki, ‘Biz koalisyon güçlerini mağlup ettik’. Orada yerleşik halk yok, 200 bin insan bizim tarafımıza geçti. Orada savaşçılar var. Dedik ki, ‘Şu bombaları atmayın, yanlış yaparsınız’. Maalesef bu görüşmeyi yapmamıza rağmen, bilmiyorsunuz 3 tane C-130 ile oraya ne gerekiyorsa attılar, yarısı DEAŞ’ın eline geçti. DEAŞ’ı kim besliyor o zaman? Iraklılarla konuştuğumuzda, Bunların Musul’da eline geçenler yeni silahlar, bunlar konvansiyonel silahlar, ağır silahlar, basit silahlar değil. Şimdi burada da benzer gelişmeyi görüyoruz, bu gelecekte sıkıntı doğurabilir, Halep bizim için ciddi önem arz ediyor. Rejim Halep’i bombalıyor. Halep’te 1 milyon 200 bin insan, tarih var, kültür var, medeniyet var. Gerçekten çok büyük bir tahribat. Temenni ediyorum ki Amerikalılar görüşlerini yeniden gözden geçireceklerdir. Ve işin doğru olanı bulunacaktır.

Yüzde 10 istikrar için gerekli

Selahattin Demirtaş ‘Yüzde 10 barajı yüzünden Meclis’e giremezsek Çözüm Süreci için iyi olmaz, gerisini devlet düşünsün’ diyor...

Bir siyasi partinin eşbaşkanı durumunda olan bir kişinin bu tür bir açıklama yapmasının hiçbir siyasi edebe sığması mümkün değildir. ‘Yüzde 10 barajını aşamayıp da barajın altında kalırsam, Çözüm Süreci akamete uğrar, farklı bir süreç başlar...’ Ya, Çözüm Süreci’nin akamete uğrayıp uğramamasının kararını sen mi vereceksin! Çözüm Süreci’nin akamete uğrayıp uğramayacağının kararını millet verecektir. Eğer seni yüzde 10’un altında bırakacaksa millet ne demiştir; ‘Çözüm Süreci’nden memnunuz, siz yolunuza aynı kararlılıkla devam edin’. Bu, bu demektir, ben bundan bunu anlıyorum. Çözüm Süreci için kesinlikle şu anda hükümetimizin kararlı bir şekilde yoluna devam etmesi lazım. Yüzde 10 barajı bir defa ülkemizin istikrarı için çok, çok önemlidir. Koalisyon hükümetlerinin olduğu dönemlerde hiçbir zaman yükseliş gelmemiştir, hep çöküş gelmiştir. Onun için bu dönemde de buradaki istikrar yüzde 10 barajındadır.

Görüşme mecburiyeti yok

HDP seçime parti olarak girer, barajı aşamazsa siyasi muhatap olma imkânını kaybetmiş olur mu?

Parlamentoda olduğu zaman siyasette muhatap olmak başkadır, parlamento dışında olduğu zaman muhatap olmak başkadır. Hükümet STK’larla görüşmeler yapıyor, değil mi? Onların da varsa bir STK’sı, istediği zaman davet edip görüşebilir, yoksa görüşme mecburiyeti diye bir şey ve hiçbir zaman da kalkıp ‘Biz parlamento dışındayız ama istediğimiz zaman yine masada oluruz” diye bir şart da koşamazlar. Çünkü STK’ların yapısında bu olamaz, STK’ların kanaatlerinden istifade etme hakkı hükümete aittir. Gerektiğinde bu görüşmeleri yapabilir.

Başkanlığı Ahmet Bey’le konuştuk

Başkanlık sistemi istiyorsunuz siz. Bu konuda hükümetle bir uyum problemi var mı? Kulislere çeşitli iddialar yansıyor...

Başkanlık sisteminin sağlayacağı en büyük avantaj, çok başlılığı ortadan kaldırması olacaktır. Karar süreçlerine etkisi çok olumlu olacaktır. Seri karar almak, çok daha çabuk netice almayı getirecektir diye düşünüyorum. Zira bizdeki mevcut sistemde karar süreci süratle işliyor dersek kendimizi aldatırız. İkincisi, her zaman söylediğim bir şey var; gerek insan yönetiminde gerek paranın yönetiminde gerekse bilginin yönetiminde çok daha verimli olabiliriz, ama şu anda verimli değiliz... Bu çok açık, net ortada. Bizim verim ekonomisini devreye sokmamız lazım. Verim ekonomisi devreye sokabilirsek, netice almamız da o denli artacaktır. Bu noktada tabii Türkiye’nin bazı zaafları var, biz bugüne kadar birçok şeyleri yatırım noktasında yapabildiysek hakikaten bazı sıkıntıları yaşayarak olmuştur. Eğer burada bir başkanlık sistemi olmuş olsa, yatırımlar noktasında da altyapı, üstyapı, insana yönelik yatırımlarda da çok daha başarılı neticeler alırız diye inanıyorum. Şimdi burada bazı şeyler tartışılıyor: Amerikan sistemi mi, Fransa’daki gibi yarı başkanlık sistemi mi, yoksa diğer ülkelerin başkanlık sistemleri mi? Gelişmiş ülkelere bakalım, acaba bu gelişmiş ülkelerin ne kadarında başkanlık sistemi var, ne kadarında yok? Görüyoruz ki tamamına yakınında başkanlık sistemi var. Bu neyi gösteriyor? Demek ki buradan netice alınıyor. Buradan netice alındığına göre, biz niye hâlâ ayaklarımıza prangaları bağlayalım, gitmemek, koşmamak için buna devam edelim.

Etiketler :
HABER İLE İLGİLİ
Henüz yorum yok, ilk yorumu siz yapın.
YAZARLAR

ARŞİV
ANKET
Yeni Sitemizi Nasıl Buldunuz
  • İyi
  • Orta
  • Kötü

Site Haritası RSS Beslemeleri